Çağımızın Önemli Sorunu: OBEZİTE
Obezite ya da halk arasında bilinen adıyla şişmanlık; günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunlarındandır. Obezite vücutta sağlığı bozacak ölçüde aşırı ve anormal yağ birikmesidir, mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.
Günlük yaşantıda herkesin yaşına, cinsiyetine, günlük fiziksel aktivite miktarına, metabolizma hızına, genetik yatkınlığa ve hastalık durumuna göre değişen günlük enerji ihtiyacı vardır. Sağlık için de gün içerisinde alınan enerji ile harcanan enerji dengesi sağlanmalıdır. Alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanmakta ve obeziteye neden olmaktadır.
Obezite giderek yaygınlaşan bir sorun çünkü modern yaşam tarzı ucuz ve yüksek kalorili yemek yemeyi ve hareketsizliği beraberinde getiriyor. Obezitede tıbbi beslenme tedavisinin amaçları öncelikle sağlıklı kilo aralığına ulaşmak ve korumak, beslenme programının kişinin yaşam biçimine uygun olarak hazırlanmış sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmesini sağlamak ve kişiye doğru beslenme alışkanlıklarını kazandırmaktır. Yanlış uygulanan beslenme tedavileri kişilerin sağlığını olumsuz etkileyeceğinden diyetisyen desteği alınmalıdır.
Beslenmede herkes için geçerli tek bir beslenme düzeni veya kural yoktur. Ancak önerilen haftada 0,5 ila 1 kg arasında güvenli ve sürdürülebilir bir oranda kilo verilmesidir. Enerji alımının bazal metabolizma hızının altında olmaması gerekir. Çok düşük enerjili diyetler davranış değişikliğine uyumu güçleştirir, metabolizmayı yavaşlatır ve besin ögesi yetersizliklerine neden olur.
Yağ tüketimine dikkat edilmeli. Hayvansal kaynaklı doymuş yağlar (tereyağı, margarin gibi) yerine doymamış yağlar (ayçiçek, soya, mısırözü, zeytinyağı, fındık yağı gibi) tercih edilmelidir. Yağda eriyen (A,D,E,K) vitaminlerin emilimini engelleyebileceği için yağ tüketimini sıfırlamak da doğru bir yaklaşım değildir. Kızartma, kavurma yerine haşlama, ızgara, fırında pişirme, buğulama gibi sağlıklı yemek pişirme yöntemleri tercih edilmeli. Trans yağ içerikleri yüksek olduğundan kızartmalardan kaçınılmalıdır. Kaymak, krema, mayonez, sucuk, sosis, salam, pastırma gibi yağ içeriği yüksek besinlerden uzak durulmalıdır.
Yağsız veya yarım yağlı kırmızı et, balık, derisiz beyaz et tercih edilmelidir.
Şeker gibi basit karbonhidratların tüketimi azaltılmalı; tam tahıllar ve kuru baklagiller gibi kompleks karbonhidratların tüketimi artırılmalıdır.
Zayıflama diyetlerinde çok düşük enerjili diyetler uygulanmadıkça, vitamin-mineral yetersizliklerine rastlanmaz. Ancak çok düşük enerjili diyetlerde; özellikle B grubu vitaminler, demir ve kalsiyum yönünden yetersizlikler oluşabilir. Bu durumda diyete vitamin-mineral desteği gerekebilir.
Günlük 25-30 gram posa alımı yeterlidir. Sebze ve meyveler, kuru baklagiller ve tam tahıllı ürünler önerilen doğal posa kaynaklarıdır. Öğünlere eklenen yeşillikli salatalar, meyve suyu yerine meyvenin kendisini tüketmek, kabuğuyla yenilebilen meyveleri soymadan tüketmek posa alımını artırmaya yardımcıdır.
Yüksek kalori içeriği nedeniyle alkol tüketiminden uzak durulmalıdır.
Günlük en az 1,5-2 litre sıvı tüketilmelidir. (Çay ve kahve gibi kafeinli içecekler sıvı ihtiyacını karşılamaz.) Yüksek kalorili, şekerli içeceklerden uzak durulmalıdır.
Aşırı tuz tüketiminden kaçınılmalıdır.
Öğün zamanı ve düzeni bireye özgü olarak planlanmalıdır.
Obezitenin tedavisinde verilen kilo kadar, kaybedilen vücut ağırlığının korunması da önemlidir. Uygun vücut ağırlıklarına ulaşan fazla kilolu ve obez bireyler, koruma programına alınmalıdır.
Koruma programında amaç, uzun dönemde verilen kilonun geri alınmasını önlemek veya kilo alımının en az düzeyde olmasını sağlamaktır.
Tedavi sürecinde; 12 hafta içerisinde bireyin vücut ağırlığında %5-10 kayıp ve koruma programında 2 yıl boyunca en fazla 3 kg vücut ağırlık kazanımının olması hedeflenir.