28 Haziran 2022
Uzm. Dr. Özlem Cankurtaran

Kendinizi Kötü Hissetmenizin Sebebi Beslenme Alışkanlıklarınız Olabilir!

 Kendinizi kötü mü hissediyorsunuz? Hiç tanımlayamadığınız bir huzursuzluğunuz mu var? Birçok şeyi suçlayabilirsiniz. Ama yediklerinize bir bakın desem, ne dersiniz?

 Mutlaka kulağınıza çalınmıştır, son yıllarda bağırsak-beyin bağlantısı hakkında çok şey yazılıp çiziliyor. Sindirim sistemimizin, sindirim dışında birçok işlevi olduğu bulundu. Bunun sebebi de mide-bağırsak sistemimizin trilyonlarca canlı mikroorganizma içermesi. Bunlara genel olarak bağırsak florası veya bağırsak mikrobiyatası adı veriliyor. Bu küçük ama çok akıllı canlıların beynimiz ve kalbimizle önemli şekilde etkileşime girdiğine dair kanıtlar artıyor.

 Bağırsak sağlığımız ruh halimizi, duygularımızı, uykumuzu ve metabolizmamızı ve daha birçok sistemimizi etkiler. Sağlıksız ve dengesiz bir bağırsak (disbiyoz olarak adlandırılır) obezite ve diyabet gibi hastalıklara yakalanma riskini artırır ve hatta depresyon ve kolon kanseri gelişiminde rol oynar.

Araştırmacılar, yumurta ve kırmızı et gibi yiyecekleri çok tüketmemizin sindirim sistemi için zararlı olduğunu buldu. Bazı bağırsak bakterisi türleri, besin maddesi olan kolini, trimetilamin N-oksit (TMAO) adı verilen sorunlu bir maddeye dönüştürüyor. Ne yazık ki yüksek TMAO seviyeleri daha yüksek felç ve kan pıhtılaşması riskine katkıda bulunabiliyor.

 Küçücük mikroplar nasıl bu kadar etki yaratabilir? Her şeyden önce sayıları çok ama çok fazla. Bu bakteriler beyin ve diğer organlarla üç şekilde etkileşime giriyor:

  • Bağırsak ve beyin kanda taşınan moleküller aracılığıyla iletişim kurar ve mikroplar bu kimyasal mesajları etkiler.
  • Mikroplar bağırsağın, enterik sinir sistemi adı verilen özel sinir sistemi ile de etkileşime girer. Merkezi sinir sistemi aracılığıyla beyinle doğrudan, iki yönlü bir bağlantısı vardır.
  • Son olarak, bağırsak duvarının bağışıklık sistemi ve vücudun diğer bağışıklık bileşenleri, beyni ve organları etkileyen bağırsak mikroplarına tepki verir.

Serotonin etkisi

Bağırsaktan bahsedip serotoninden bahsetmeden olmaz. İyi ve mutlu hissetmemizin en büyük etkenlerinden olan serotoninin büyük bölümü bağırsakta sentezleniyor. Birçok uzman beslenme ve ruh sağlığı ilişkisini buna bağlıyor.

 Optimum sağlık için bağırsak bakterilerimizde çeşitliliğe sahip olmamız gerekir. Uzmanlar tüm araştırmaların Akdeniz diyetini desteklediğini söylüyor. Diyet, balık ve kümes hayvanlarını, bol miktarda meyve, sebze, tahıllar ve tohum içerir. Birincil yağ kaynağı olarak zeytinyağı kullanılır. Lifli ve yapraklı yeşil sebzelerin yanı sıra, somonda bolca bulunan Omega 3 yağ asitlerinin bir karışımını içeren dengeli bir diyet yemek, sağlıklı ve çeşitli bir mikrobiyomu teşvik etmeye yardımcı olabilir. Bunlara prebiyotik de denir. Kırmızı et, yüksek yağlı yiyecekler ve basit karbonhidrat alımınızı da sınırlayın.

Bunların yanında probiyotikler (iyi bakteriler açısından zengin yiyecekler) yiyin. Lahana turşusu ve canlı kültürlü yoğurtlar gibi fermente gıdalar, yiyecekleri daha iyi sindirmenize, bağırsak sistemini güçlendirmenize ve hatta gaz, şişkinlik ve ishale yardımcı olabilecek probiyotiklerle doludur. 

İlgili İçerikler

BESLENME
BESLENME
BESLENME
BESLENME
BESLENME