Kış Hastalıkları Ve Korunma Yolları Nelerdir?
GRİP
Havaların soğuması ile birlikte uzun süre düşmeyen ve yüksek seyreden ateş, boğaz ağrısı, halsizlik, gözlerde kızarıklık, iştahsızlık gibi şikayetler oluşturarak grip salgını yine kendini gösteriyor. Özellikle kış dönemini seven, tıptaki adı influenza olan virüslerin neden olduğu bu hastalıktan korunmak ve hastalık halinde dikkat edilmesi gerekenlere dair birkaç ipucu yazıda bulabilirsiniz.
Grip mikrobu enfekte olan kişilerin öksürük ve hapşırığı ile yayılır, dolayısı ile hastalık belirtileri olan kişilerden uzak durmak en önemlisidir.
Hasta kişilerin bulunduğu ortamda maske takmak, ortak temas edilen nesnelere dokunduktan sonra elleri bol sabunla yıkamak gereklidir. Özellikle kalabalık ortamlar bolca havalandırılmalıdır.
Diğer birçok hastalıkta olduğu gibi hem ateş hem de iştahsızlık vücuttaki suyu azaltacaktır. Daha hızlı iyileşme için bolca su tüketilmelidir.
Koltuk altı bölgesinden olan ölçümlerde 37.5 derecenin üzeri, kulaktan ölçümlerde 38 derecenin üzeri ateş olarak tanımlanır. Ateşli olan çocuğun üzeri soyulmalı, fazla sıcak bir ortamda tutulmamalıdır. Ilık suyla deriye ıslak uygulama yapılması ateşi düşürebilir. Ateş, zararlı bir özellik değildir. Tersine yararlıdır. Bu nedenle hemen ateş düşürücülere sarılmak yanlıştır. Ateş ciddi düzeylerde ise antipiretikler kullanılabilir. Ateş düşürücüler ne hastalığın seyrini değiştirir, ne ateşli havaleleri önleyicidir.
Kontrol altına alınamayan ateşte, şiddetli beslenme bozukluğu olan çocuklar ve özellikle 6 ayın altındaki bebeklerde vakit kaybetmeden hekim başvurusu faydalıdır.
ÖKSÜRÜK
Öksürük, içinde bulunduğumuz kış mevsiminde hastaneye en çok başvuru sebebi olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle soğuk algınlığı ve grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarında görülen öksürük doğal bir savunma mekanizmasıdır, vücudun görevini doğru olarak yerine getirdiğini gösterir.
Burun akıntısı, gözlerde kızarıklık, hapşırık gibi şikayetlerle birlikte görülen birkaç hafta süren öksürük masum öksürük olarak kabul edilebilir, nezle şikayetleri geriledikten sonra 2-3 hafta devam edebilir. Herhangi bir tetkik yapılmasına gerek yoktur.
Öksürük ile beraber ateş olmadan, mevsimsel olarak görülen burun kaşıntısı, hapşırık gibi şikayetler, alerji ile ilişkili olduğunu gösterebilir.
Özellikle kreş çocuklarında, kış boyunca tekrarlayan nezlelerle birlikte kış boyunca öksürük görülebilir. Öksürüğü azaltmak için öncelikle serum fizyolojik içeren burun damlaları ve spreyler ile burun temizliği, bol su ve sıvıların tüketimi ve yatak odasının nemlendirilmesi gibi önlemler alınmalıdır.
Yapılmış bazı çalışmalarda bal tüketiminin öksürük azaltıcı etkisi bilimsel olarak gösterilmiştir. Doktorunuzun tavsiye ettiği bazı durumlarda balgam söktürücü ve diğer öksürük şurupları dönemsel olarak kullanılabilir.
Bir aydan uzun süren öksürük, hırıltı, yüksek ve dirençli ateş, nöbet şeklinde öksürük, nefes almada güçlük, öksürük ile beraber kan gelmesi, yeterli beslenmeme ve sıvı almama ve çocuğun hasta görünmesi durumunda hekim değerlendirmesi gereklidir.
KURDEŞEN (ÜRTİKER)
Toplumda kurdeşen olarak da bilinen, en sık görülen alerjik deri hastalığıdır. Deriden kabarık, basmakla solan, kaşıntılı deri döküntüsü en önemli belirtisidir.
6 haftadan kısa süren kurdeşen döküntüleri, akut ürtiker; 6 haftayı geçen kurdeşen döküntüleri ise kronik ürtiker olarak adlandırılır.
Akut ürtiker genellikle bazı alerjik besinler, katkı maddeli hazır gıdalar, ilaçlar, enfeksiyonlar, böcek ısırıkları sonucunda görülürken, kronik ürtiker ise stres, sıcak hava, güneş, soğuk ile temas gibi durumlardan kaynaklanır.
Fizik muayene ve öykü ile tanı koyulur. Tedavide en önemlisi tetikleyici faktörden uzak durmaktır, ek olarak antihistaminik ve diğer ilaçlar doktor önerisi ile tedaviye eklenebilir.