Yaşlandıkça, hücrelerimizin işlev görme yeteneği azalır ve genom yaşlanma izleri biriktirir. Rejeneratif tıp, eski hücreler de dahil olmak üzere hücreleri onarmayı ve değiştirmeyi amaçlar. Semptomları ilaç tedavisi ya da organ kaybına sebep olan cerrahi yöntemlerle tedavi etmek yerine, hastalık, yaralanma, travma, yaşlanma gibi durumlar nedeniyle hasar gören dokuları ve organları değiştirmek veya yeniden gençleştirmek için çalışır.
İnsanlarda rejenerasyon üç düzeyde gerçekleşir:
Rejeneratif tıbbın uygulandığı ve üzerinde çalıştığı kullanım alanları başlıca:
Bilim insanları hücrelerin ne kadar gençleştiğini görmek için yaşlanmanın ayırt edici özelliklerine baktılar. Bunlardan birincisi, genom boyunca bulunan kimyasal etiketlerin yaşı gösterdiği epigenetik saat. İkincisi ise hücre tarafından üretilen tüm gen okumaları olan transkriptom. Bu iki yöntemle yeniden programlanan hücreler, referans veri kümelerine kıyasla 30 yıl daha genç olan hücrelerin profiliyle eşleşti.
Genç görünmek yetmez!
Bu tekniğin potansiyel uygulamaları, hücrelerin sadece genç görünmesine değil, aynı zamanda genç hücreler gibi işlev görmesine de bağlı. Fibroblastlar, kemiklerde, tendonlarda ve bağlarda bulunan ve dokulara yapı sağlamaya ve yaraları iyileştirmeye yardımcı olan önemli bir molekülü, kolajeni üretir. Yenilenen fibroblastlar, yeniden programlanma sürecinden geçmeyen kontrol hücrelerine kıyasla daha fazla kolajen proteini üretti. Fibroblastlar ayrıca onarılması gereken alanlara da taşınıyor.
Kök hücre çalışmalarıyla başlayan bu süreç hayatımızda mucizelere yol açacak. Tedavisi imkansız diye düşündüğümüz birçok hastalığın iyileşmesine sebep olacak. En güzeli de genç yaşlanacağız.